Konu
- #Şükran
- #Mutluluk
- #Açgözlülük
- #Karşılaştırma
- #Büyüme
Oluşturulma: 2024-11-01
Oluşturulma: 2024-11-01 10:33
Bir şeylere sahip olduğum, başkalarından daha fazlasına sahip olduğum için bu yazıyı yazıyor olabilirim. Ancak ben de başkalarına göre sahip olmadığım şeyler de olan biriyim. Bu yüzden ‘karşılaştırma’ üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Dünyanın her yerindeki insanların aynı olup olmadığından emin değilim ama özellikle Kore toplumunda çok fazla karşılaştırma yapılıyor. Ben senden daha çok şeye sahip olmalıyım. Bu yüzden eski bir sözde ‘akrabanın toprak alması mide bulandırır’ dendiği gibi, sürekli birisiyle kendimizi karşılaştırıyor ve onlardan daha çok şeye sahip olmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Genel olarak Batı toplumlarında, başkalarıyla karşılaştırmak yerine kendi düşüncelerimiz, yaşamımız ve mutluluğumuz daha önemlidir. Bu mutluluğun ölçütü, başkalarıyla karşılaştırmadan gelmez. Mevcut durumumuzda, ailemizle olan yaşamımızda mutluluğu buluyor ve elde ediyor gibi görünüyoruz. Bizim mutluluğumuzun çoğu zaman paradan kaynaklandığını görüyoruz. Sonuçta, toprak kavramı da sermayedir.
"Başkalarından daha iyi bir araba, daha büyük bir araba, daha büyük bir ev, gösterişli kıyafetler, takılar, çantalar vb. Ayrıca, şu arkadaşım şu büyük şirkette çalışıyormuş, maaşı şu kadarmış, komşunun oğlu şu şirkette çalışıyormuş, ama bizim evimiz, oğlumuz, hayatım, hesabım, evim, arabam sadece bu kadarmış."
Şu anda düşündüklerimiz ve sızlandıklarımız bunlar. Bu karşılaştırmayı ne zamana kadar, nereye kadar yapacağımız konusunda endişeliyim. Bu yazıyı yazan ben de bugün yine bu sızlanmaları yapıyorum. Bundan kurtulmak istiyorum.
Tuhaf olan şu ki, biz her zaman ekonomik olarak bizden daha iyi durumda olan insanları görüyor ve onlarla kendimizi karşılaştırıyoruz. Bizden daha kötü durumda olan, sahip olmadığımız şeylere sahip olan insanlarla kendimizi pek karşılaştırmayız. Çok az şeye sahip olan, aşırı örnek vermek gerekirse Afrika’da, Kuzey Kore’de yiyecek eksikliğinden ölüp giden insanların hayatlarını düşünmüyoruz. Onlar da bizim gibi insanlardır, sadece Kore’de değil, Afrika, Kuzey Kore gibi zorlu ülkelerde doğmuşlardır.
Onların hayatlarıyla bizim hayatımızı karşılaştırırsak, hayatımız için minnettar olmaktan kendimizi alamayız. Onlarda Mercedes var mı, 32 metrekarelik bir daireleri mi var, Samsung, SK gibi büyük şirketlerin unvanları mı var? Onlar bugün yiyecek bir pirinç tanesi bile olup olmadığı konusunda endişeleniyor ve acı çekiyorlar.
Karşılaştırma yoluyla daha çok gelişmeyi ve büyümeyi hedeflemek çok iyi bir şey. Ancak bu karşılaştırmanın ölçüyü aşarak hayal kırıklığına, umutsuzluğa, hırsa, açgözlülüğe, hırsızlığa, eleştiriye, suçlara yol açmamasına dikkat etmeliyiz.
Takipçi sayım az olsa da, birçok insan yazılarımı bilmese de, başarılarım iyi olmasa da, şu anki duruma şükrederek ve bu şükran sayesinde ayağa kalkarak, büyüterek sahip olduklarımızı paylaşan olumlu bir kültürün yayılmasını umuyorum.
Yorumlar0